“1. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Çalıştayı” Girne Vuni Palace Hotel’de başladı.

“1. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Çalıştayı” Girne Vuni Palace Hotel’de başladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından düzenlenen “1. Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Çalıştayı” Girne Vuni Palace Hotel’de başladı.
İki gün sürecek çalıştayda beş başlıkta yapılacak yuvarlak masa toplantıları sonucunda, kadına yönelik şiddeti önleme konusunda Ulusal Eylem Planı oluşturulacak.
Çalıştayın açılış konuşmalarını Sosyal Hizmetler Dairesi Müdür Aydan Başkurt, T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Mustafa Çadır, UBP milletvekili İzlem Gürçağ, Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Özdemir Berova, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı H. Ersan Saner, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber yaparken, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın eşi Meral Akıncı da mesaj gönderdi.
Açılış konuşmalarının ardından verilen ara sonrasında yuvarlak masa toplantılarına geçildi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Sosyal Hizmetler Dairesi Müdürü Aydan Başkurt, kadına yönelik şiddetin ortak bir sorun olarak varlığını sürdüren, kadınları en temel insan hakkından mahrum eden toplumsal bir sorun olduğunu belirtti.
Kadına yönelik şiddetin en fazla ve yaygın türünün ev içi kadına yönelik şiddet olduğunu söyleyen Başkurt, önleyici çalışma ve tedbirlerin sürdüğünü kaydetti.
Dairenin çalışmaları hakkında da bilgi veren Başkurt, veri tabanı oluşturmak adına Aile İçi Kayıt Formu uygulamasının yürürlüğe konduğunu, Polis Genel Müdürlüğü ile istişare içinde çalışarak, formdaki bilgilerin incelendiğini, şiddete uğrayan kadına gereken ihtiyaç ve desteğin sağlandığını ve ulusal bir veri tabanı oluşturulduğunu belirtti.
Başkurt, 2013 yılında “Alo 183” Acil Sosyal Yardım Hattı’nın devreye girdiğini, bu hattı arayanların direk daireye ulaştığını ve anında değerlendirme yapılarak, yardım sağlandığını, gelinen noktada bu hatla ilgili farkındalığın oluştuğunu gördüklerini belirtti.
Dairenin, bakanlığın veya herhangi bir kurumun tek başına kadına yönelik şiddeti önleyemeyeceğini söyleyen Başkurt, konuya ilişkin tüm kesimlerin bir araya gelmesiyle gerçekleştirilen çalıştay sonucunda oluşturulacak Ulusal Eylem Planı ile etkili bir sonuca ulaşılacağını kaydetti.
T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Mustafa Çadır, kadına yönelik şiddeti önlemede sıfır tolerans ile mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Çadır, kapsamlı çalışmalar yürüttüklerini, yasal mevzuat, bilinçlendirme çalışmaları gibi farklı alanlarda birçok önlem alındığını anlattı.
Yasal mevzuatın güçlendirildiğini, konuk ev sayısının artırıldığını söyleyen Çadır, farkındalık çalışmalarına da büyük önem verdiklerini belirtti.
Çadır, bu konuda koordinasyonlu çalışma gerektiğini dile getirdi.
UBP milletvekili İzlem Gürçağ da konuşmasına tarihte kadının durumunu özetleyerek başladı.
Modern yaşama gelene kadar, kadının çok ciddi sorunlar yaşadığını örneklerle anlatan Gürçağ, günümüzde kadının sorunlarının sıfırlandığını söylemenin ise mümkün olmadığını kaydetti.
Kadının bu çağda şiddete uğramasının kabul edilemez olduğunun altını çizen Gürçağ, şiddetin sadece fiziksel olmadığını, psikolojik, ekonomik şiddet gibi farklı türler bulunduğunu söyleyerek, bilgi veri.
Gürçağ, “Her kadının ekonomik özgürlüğü olması şarttır” diyerek, eğitim seviyesini tamamlamamış, küçük yaştaki kızların baskı ile evlendirilmesi, kadının şiddete ve tecavüze uğraması gibi çağdışı davranışları şiddetle kınadı.
Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı, kadına şiddet konusunda yeterince yasal düzenleme bulunmadığını belirtti.
Koruma emri alınması konusundaki eksikliklere işaret eden Dizdarlı, şiddete uğrayan kişilerin mahkemeye müracaat edip emir alabilecekleri mevzuat konusunun bürokratik olarak uzun olduğunu kaydetti.
Dizdarlı, prosedürle ilgili bilgi vererek, Aile Yasası dışında bir düzenleme olması gerektiğini, kadını koruyabilecek mevzuata ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Kadını şiddet gördüğü ortamdan alıp konuk evine yerleştirilmesi gerektiğini dile getiren Dizdarlı, bu sürecin doğru yönetilmesi gerektiğini kaydetti.
Dizdarlı, mahkeme emrine karşı polisin müdahale etmediği bir vakayla karşılaştığını anlatarak, konuyla ilgili tüm kesimlerin bir araya gelerek çalışması, kopukluk olmaması gerektiğini söyledi.
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber ise, ülkede ne kadar kadının şiddete uğradığı yönünde açıklanan oranların gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, şiddete maruz kalan kadınların bunu çeşitli nedenlerle şikayette bulunmadığına dikkat çekti.
Sibel Siber, şunları dile getirdi:
“Bir hekim olarak uzun yıllar mesleğimi yaparken şiddete uğramış bir çok kadınla karşılaştım. Benden rapor istediler, sonrasında birçok kadın bu raporları yırtıp atarak şikayetten vazgeçti. Neden? Şiddete uğrayan bir kadın müracaat ettikten sonra sosyal devlet onu ne derece kucaklıyor acaba? Kadın şiddete uğradıktan sonra müracaat ettiğinde kendini ne derecede güvencede hissedecek? Bu sorunları maalesef halen ülkemizde çözemedik. Koordinasyon denen olay; az önce Yüksek Yönetim Denetçisi Dizdarlı’nın ifade ettiği gibi kadın nereye gidecek? Kime müracaat edecek? Müracaat ettiği memur kendini ne derece anlayacak? Ondan sonra gerek aile içi gerekse toplumda karşılaşacağı zorlukların üstesinden nasıl gelecek? Dolayısıyla bu konular halledemediğimiz, çözemediğimiz konular şiddete uğrayan kadının müracaat etmesini, şiddete uğradığını ifade etmesini maalesef engelliyor.”
Siber, tüm bu konuların çalıştay sonrasında tespit edildikten sonra adım atılacağını kaydetti. “Yapılması gereken düzenlemeler, farkındalık, kadının güçlendirilmesi çok önemlidir” diyen Siber, kadının şiddete maruz kalma nedeninin aslında erkek egemenliğinin bir sonucu olduğunu söyledi.
Siber, kadının sosyal hayatta gerekse ekonomik gerekse diğer konularda istenilen, arzu edilen güç ve toplumsal cinsiyet eşitliğine gelmemesinin şiddeti körüklediğini vurguladı.
Ülkede, şiddeti şiddetle kınamaktan öte, şiddeti yasama, yürütme, uygulama, yargı, etkin yargı oluşturma, takip, denetim, sivil toplum işbirliği ve yaratılacak farkındalık ile gerçekten önleyecek bir devlet yapısına sahip olunmasını isteyen Siber, bu kapsamda düzenlenen çalıştaya katkı koyanlara teşekkür etti.
Saner, yaptığı konuşmada, dünya ülkelerine bakıldığında sosyo ekonomik ve eğitim durumu ne olursa olsun, şiddetin farklı toplum ve kültürlerde yaşayan kadınların ortak sorunu olduğunun açıkça görülebileceğini kaydetti.
“Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda yasal düzenlemelere katkıda bulunmak, şiddete maruz kalan kadınlara koruyucu hizmetler sunmak ve bu kişileri sosyo-ekonomik açıdan güçlendirmek, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın öncelikli görevlerinin başında gelmektedir. Bakanlığımız, bu sorunla mücadele etmek ve bu yolda etkili önlemler almak konusunda gereken sorumluluğu kararlılıkla üzerine almıştır” diyen Saner, Çalıştay sonrası atılacak adımlara bütünsel olarak bakıldığında ülkede kadına yönelik şiddete karşı çok önemli adımlar atmanın eşiğinde olunduğunun anlaşılacağını vurguladı.
Saner, Bakanlığın, 2012 yılında itibaren hizmete açtığı ‘Alo 183 Acil Sosyal Hizmet Hattı’na gelen ihbarları anında değerlendirdiği ve polisten gelen bilgiler doğrultusunda Sosyal Hizmetler Dairesi ile Polis Genel Müdürlüğü’nün eş güdüm içerisinde çalışarak imkanlar ölçüsünde, kadına yönelik şiddete karşı elinden gelen en iyi hizmeti vermeye çalıştığını ifade etti.
Yürütülen çalışmalar sonucu elde edilen verilerde, Bakanlık bünyesinde hizmet veren ‘ALO 183 Sosyal Hizmet Hattı’na, 2014 yılında 18, 2015 yılında 41, 2016 yılında ise 46 olmak üzere, son 3 yılda toplam 105 kadınının şiddet ihbarı yaptığını; Polis Genel Müdürlüğü’nden ise 2014 yılında 204, 2015 yılında 184, 2016 yılında ise 225 olmak üzere son 3 yılda toplam 613 şiddet bildirim formunun Bakanlığa iletildiğini kaydetti.
Saner, Sosyal Hizmetler Dairesi’nin şiddet gören kadınlara 7/24 kesintisiz hizmet verme yönünde özveriyle çalışsa da; altyapı, personel eksikliği ve yasal mevzuatın yetersizlikleri nedeniyle Bakanlığın, kadına yönelik şiddetle arzu edildiği ölçüde etkin mücadele verememekte olduğunu kabul etmek gerektiğini söyledi.
Saner, bu gerçekler ışığında kadına yönelik şiddete karşı daha etkin ve bilimsel mücadele verebilmek amacıyla harekete geçen Bakanlığın “Ulusal Eylem Planı”nı hazırlayıp, hayata geçirmek üzere, toplumun tüm kesimlerinin sesini duyurabileceği ve görüşlerini dile getirebileceği bu Çalıştayı organize ettiğini belirtti.
Saner, kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler, üniversiteler ve sivil toplum örgütleri başta olmak üzere toplumun her katmanından farklı temsilcilerin yer aldığı çalıştayda, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda, kadına yönelik ve ev içi şiddet konularında mevcut yasal düzenlemelerin gözden geçirilmesi, uygulama ve yasalar arasındaki aksaklıkların giderilmesi için yeni düzenlemelerin yapılması, kadına yönelik ve ev içi şiddet ile toplumsal cinsiyet eşitliği konularında toplumsal farkındalığın sağlaması, şiddete uğrayan ya da risk altındaki kadınlara yönelik koruyucu ve önleyici hizmetlerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması, kadına yönelik şiddetle mücadelede hizmetlerin etkin sunulması amacıyla kurum/kuruluş ve paydaşlar arasında işbirliğinin sağlanması ve politika geliştirilmesi ve şiddete maruz kalan kadının toplumsal yaşamdaki rehabilitasyon süreci olmak üzere 5 oturumda ayrıntılı bir şekilde ele alınacağını kaydetti.
Saner, çalıştay sırası ve sonrasında ortaya çıkacak görüşler doğrultusunda, “Önleyici hizmetlerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması” anlamında yapılabilecek çalışmaların Bakanlık tarafından değerlendirilip, bu konuda izlenecek yol haritasının saptanacağını belirtti.
Çalıştaya katılıp katkı koyacak olan bütün kamu kurum ve kuruşlar, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütlerinin çalıştayın sonunda kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda ortaya çıkacak görüşlerinin en ince ayrıntısına kadar değerlendirileceğini de ifade eden Saner, “ben yaptım değil biz yaptık” mantığı ile hareket ederek toplumdaki tüm paydaşların görüşlerinin değerlendirileceği çalıştayın sonuç bildirgesinin Bakanlık eylem planına dönüştürüleceğini vurguladı.
Çalıştayın başarılı geçmesini dileyen Saner, katkı koyan kurum ve kuruluş, yerel yönetim, DAÜ-KAEM ve Polis Genel Müdürlüğü, Bakanlık ve ona bağlı dairelerde çalışan personele teşekkür etti.
Saner, konuşmasına “şiddetin kadının kaderi değil, sevginin kadının geleceği olmasını” dileyerek son verdi.
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Özdemir Berova ise, konuşmasında, şiddet ve şiddete bağlı olaylarının bugünün toplumların içersinde en çok konuşulan, tartışılan ve üzerinde önlem alınması gereken konuların başında geldiğini ifade etti.
Televizyonlarda özellikle kadına karşı şiddet haberi duyulmayan bir günün neredeyse geçmediğini belirten Berova, bunun önemli ve hassas bir konu olduğunu söyledi.
Son zamanlarda ülkede ne yazık ki kadına yönelik şiddet olaylarıyla ilgili birçok haber ve olaya tanıklık edildiğine dikkat çeken Berova, bu bağlamda Sosyal Hizmetler Dairesi’nin bu konuda yaptığı çalışmalara hukuk sisteminin düşüncelerinin büyük önem taşıdığını vurguladı.
Tüm bu konuların bugün düzenlenen çalıştayda masaya yatırılarak ülkede kadına yönelik şiddetle ilgili yasa ve uygulamalardaki aksaklıkların ortaya çıkarılacağını ifade eden Berova, çalıştay sonuç bildirgesinde çıkacak neticenin bu konudaki eksiklerin bir an önce giderilmesini sağlayacağını söyledi.
Eğitimin şiddet ve diğer tüm konuların önlenmesinde en önemli unsurların başında gelen konulardan birisi olduğunu belirten Berova, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’nın yaşam boyu eğitimi temel aldığı ve bunun vizyonun bir parçası olduğunu ifade etti.
Berova, çalıştayda çıkacak sonuçtan eğitim müfredatlarının geliştirilmesinde yararlanılacağını da belirtti.

Print
Posted: Mar 16, 2017,
Categories: Haberler,
Comments: 0,
Tags:

«Kasım 2024»
PztSalÇarPerCumCmtPaz
28293031123
45678910
11121314151617
18192021222324
2526272829301
2345678