Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı H . Ersan Saner, hükümetin çalışmaları hakkında bilgi verirken, hükümet ortakları arasında bir sıkıntı olmadığını yineledi.
"Hükümette ufak tefek sorunlar olabilir. Herkesin ayni fikri taşıması mümkün değildir.Herkesin farklı görüşleri olabilir ama önemli olan ortak paydada buluşmaktır"dedi. Biz görev için burdayız ve bu bilinçle hareket ediyoruz. Görevde olan herkes eleştirilebilir. Eleştirileri dikkate alıp değerlendirerek, doğruları belirleyerek ilerlemeye devam edeceğiz." diyen Saner, hükümetin ciddi bir sıkıntısı olmadığını söyledi.
Ekonomik programla ilgili sorulara da yanıtlayan Saner, " Protokol 2016-2018 yıllarını kapsıyor. Tabi ki bizler hükümet olarak Mayıs’ta göreve geldik. Göreve geleli 8 ay oldu. Yapamadığımız bir takım uygulamalar labilir.Unun nedenleri vardır ancak şunu net söyleyebilirim ki bu konuda emin adımlarla ve hızlı bir şekilde ilerliyoruz. Örneğin göreve geldikten sonra çalışma ve muhaceret yaşamı ile ilgili bir kanun hükmünde kararname çıkardık. Daha sonra bu kararnameyi çalışma ve muhaceret affı olarak yasallaştırdık. En büyük sorun burada çalışan bir işçinin sosyal yatırımları yapılmadığı zaman çalışma izni yenilenmiyordu. Çalışma izni yapılmayan herhangi bir kişi de yaptığımız denetimlerde yakalanıp hemen ülkeden ihraç ediliyor ve ülkeye hiç bir şekilde geri gelemiyordu. Artık son af diyoruz çünkü affı gerektirecek düzenlemeleri ortadan kaldırdık. Yasayı öyle bir düzenledik ki hem işçiyi uyarıyoruz hem de işverene sorumluluklarını hatırlatıyoruz dedi.
Programdaki hedeflerden birinin de her üç çalışanın bir emekliyi ödemesi yönünde olduğunu ifade eden Bakan Saner, "Göreve geldiğimizde 89 bin 462 sigorta mükellefine karşılık 33 bin 363 emeklimiz vardı. Şu anda 92 bin 976 sigorta mükellefine bulunmakla birlikte emekli sayısımız 1 yılda 1344 kişi artarak 34 bin 707 oldu. Yapmış olduğumuz çalışma affı ile çok ciddi bir sigorta ve ihtiyat sandığı yatırımı gerçekleşmiş ve gerçekleşecektir. Tüm bunları düşündüğümüzde her yıl binde 2 olarak artan grafiğimiz bu yıl yüzde 1.6 olarak artmıştır. Çalışanın emekliyi ödeme katsayısı, yılda binde 2 artarken bu yıl yüzde 1.6 oldu" bu ciddi bir artıştır ve ekonomik program hedeflerine adım adım yaklaşmak demektir dedi.
Saner konuşmasına şöyle devam etti: " Sigorta yatırımlarının yüzde 65’i asgari ücret üzerinden yatırılıyor. Göreve geldiğimizde asgari ücret 1730 TL idi. Ancak bu %65 mükelleften 1730 TL üzerinden prim toplayıp ortalama 2205 TL maaş ödeniyordu. Bu bir sorun. 12 prim toplayıp 13 maaş ödüyoruz, bu da sistemde ciddi bir açık oluşturuyor dediğimiz için eleştiriler geldi. Bizim derdimiz 13. Maaşı ödememek değildi. Bizim derdimiz prime esas kazancı ortaya koymak denetimlerimizi ve dolayısıyla çalışan sayısını arttırıp bunu karşılayabilecek duruma getirmekti. Bu yıl sigortalı sayımız 8124 kişi arttı. 2008 yılı itibariyle yürürlüğe giren Sosyal Güvenlik Yasası ile, sigortalı sayısı kademeli olarak artacak devlette çalışan da özel sektörde çalışan da sosyal sigortalardan emekli olacağından Sosyal Sigortalar için ciddi bir gelir ve bütçemiz için ciddi bir destek olacak. Çalışan kesimin kayıt altına alınması amacıyla bilgisayar sistemleri üzerinden denetlenmesi ile de vatandaşımız rahatlayacak."
Saner: "Artık çalışma izni mühürlerini pasaportlara vurmayacağız."
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından ilerleyen günlerde tanıtımı yapılacak çalışma izin kartı uygulaması hakkında da bilgi veren Bakan Ersan Saner: "Bir işçi ülkeye getirileceğinde önce Sosyal Sigortalar ve İhtiyat Sandığı Dairesi’ne sosyal güvenlik yatırımlarının yapılıp yapılmadığı konusunda gerekli belgeleri toplamak için gider. İki daire de Bakanlığımıza bağlı. Vatandaşlarımızın dairelerimiz arasında koşuşturmasını istemiyoruz. İnsanlarımızı koşuşturmak yerine bilgisayarları konuşturmak temel hedefimizdir. Onları elektronik çalışma izin kartı ile kayıt altına alacağız. E-devlet Sayın Başbakanımız Hüseyin Özgürgün’ün elektronik imza tanıtımı ile resmen başladı. Tam olarak yürürlüğe girene kadar biz e- bakanlığı bir an önce hizmete alıp e -devlet yürürlüğe girdiğinde doğrudan oraya entegre edeceğiz. İş için başvuran ve ülkeye gelmek için ön izin alan çalışanların tüm kayıtlarının bulunduğu, kendi yatırımlarını kontrol edebileceği bir ağ için çalışıyoruz. Önemli olan vatandaşımıza ne kadar kolaylıklar yaratabiliriz, onlar da bize ne kadar kolay ulaşabilir. Vatandaşımıza evinde otururken forumlarla müracaat etme imkanı adım adım yaratacağız. Bunların yanında bakanlığın ,tüm daireleri ile birlikte yer alacağı çağdaş bir hizmet binası için de bu yıl bir proje yarışması açmayı hedefliyoruz." dedi.
Girne Sosyal Sigortalar Dairesi’ndeki Grev
Girne Sosyal Sigortalar Dairesi’nde yaşanan grevle ilgili sendikacılara da serzenişte bulunan Bakan Saner; "Grev yapacaksanız yapın ama ayın yirmisinde sosyal sigortaların para toplama gününde yapmayın. Yarın değil obür gün emeklileri ödeyeceğiz . Emekliyi ödeyemeyeceğimiz için yüzde 20 den para borçlanmamız lazım.Şimdi biz mecburen bu sıkıntımızdan dolayı vatandaşımızı da mağdur etmek istemediğimiz için gecikme zammı almadan diğer şubelerimizden bu yatırımları topluyoruz. Biz sizi anlıyoruz. Ama bu grevi ayın yirmisinde yaptığınızda bu yükün üstüne bir kambur ekliyorsunuz. Çalıştığımız kuruma sahip çıkmamız lazım. Kim haklı kim haksız bunu tartışmıyorum. Bu kurum bu zararı kendi borç hanesine yazdırdığında haklı ya da haksız olmamız neyi değiştirir? Kimseye grev yapmayın grev hakkınızı kullanmayın demiyorum ama daha hassas ve dikkatli olunması gerektiğini düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı bir çok dairede sıkıntıların olduğunu belirten Bakan Saner: " İskele ‘deki hizmet binamızla ilgili de basında haberler çıktı. İskele binamızın durumu gerçekten kötü ve binayı en kısa zamanda modern bir binaya taşıyacağız.
Geçtiğimiz günlerde açılan 3 sigorta müfettişi münhali vardı ve sınavda birinci gelen arkadaşımızı Girne Sosyal Sigortalar Dairesi’ne gönderdik. Her gün Lefkoşa’dan bir odacı gidiyor. Temizlikçi de yönlendirdik. İlk istihdam fırsatını yakaladığımız andan itibaren Girne Sigortalar Dairesi’ne personel desteği vereceğiz. Personel Dairesi ile de Girne’ye personel aktarabilirmiyiz konusunda görüşme yapıyoruz." dedi.
"İnşaatlar Denetlense yüzde 99’u durur" beyanı
Kamuoyunda gündem olan "İnşaatlar Denetlense yüzde 99’u durur" açıklaması ile ilgili de konuşan Bakan Saner:"Bu beyandan pişman değilim. Programda ifade edilen genel denetimle yapı denetimi ile iş sağlığı ve güvenliği konusu yanlış anlaşıldı. Genel denetimden kastettiğim yapı denetimi ile birlikte iş sağlığı ve güvenliği denetimidir. " dedi. Yapı denetimi ile ilgili düşüncelerini 28 Eylül 2016 tarihinde Kıbrıs Türk Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği ie yaptığı toplantıda da net bir şekilde ifade ettiğini hatırlatan Saner: "Sıkıntımız öncelikle yasal mevzuattan başlıyor. Sadece inşaatlar da değil. Tabi ki diğer iş kollarında da iş sağlığı ve güvenliği konularında sıkıntılar var. İnşaatlar diğer iş kollarına göre 4 kat daha riskli olduğu için öncelikle ele alınıyor. İş sağlığı güvenliğinde alfabenin a b c’sini konuşmadan v y z’sini konuşmak doğru değil. İş sağlığı güvenliği ile ilgilli tespit ettiğimiz eksiklikleri paydaş örgütleri Bakanlığımıza çağırarak ele aldım ve görüşlerimi onlara ilettim. Odalarımız da yapı denetimiyle ancak iş sağlığı güvenliğinin denetiminin mümkün olacağını söylüyor. Hepimiz aynı dili konuşuyoruz. Genel denetim diyorum, denetlersek tüm inşaatlar diye çıkıyor. Ben genel denetimden bahsediyorum ancak bu sadece iş sağlığı ve güvenliği olarak algılanıyor " şeklinde konuştu.
Avrupa Birliği’nde her yüz bin çalışanda ölüm oranlarına bakıldığında bu oranın 2.3 kişi/yıl olduğuna dikkat çeken Saner, KKTC’de 2016 yılının ilk 6 ayında 3 kişinin iş kazasında hayatını kaybettiğini belirtti. Saner: " Durum tespiti yapacak olursak, dünyada her gün , her 15 saniyede bir, yılda yaklaşık 6300 kişi iş kazasında hayatını kaybediyor. Biz kötünün iyisi durumdayız. Çok iyiyiz de ondan demiyorum. İğneyi kendime de batırıyorum. Bu durum tespitinden sonra mevcut İş Sağlığı ve Güvenliği tüzüğünü, Mimarlar Odası’na ve İnşaat Mühendisleri Odası’na göndererek yapılması gereken değişikliklerle ilgili önerilerini istedik. İki örgütümüzün de önerilerini dikkate alarak ilgili mevzuatta yapı denetimi ve yapı malzemesinin tanımını yeniden düzeltmemiz lazım. 40 yılı 40 günde düzeltmemiz mümkün değil. Bu tüzük çıktığı 1998 yılından beri ayni. Hiç değiştirilmemiş. Yapılacak değişiklikler ile Başsavcılık’tan görüş alındıktan sonra Bakanlar Kurulu’ndan geçecek ve yasallaşacak." dedi.
İş sağlığı ve güvenliğinde esasın yapı denetiminden geçtiğinin altını çizen Saner: İnşaatın esas müelliflerinin, kontrollük hizmetini vermesi gerekirken, mimar ve mühendis ortada yok, birçok inşaatta müteahhit yok ancak biz sorumlu bulmaya çalışıp iş sağlığı ve güvenliğini konuşuyoruz. Tüm bu konulara yasal sorumluluk getireceğiz. " Biz hükümete gelince inşaatlardaki denetimlerle ilgili bir durum tespiti yaptık. Burada en öncelikli iş olarak inşaatların yapı denetiminde ve iş sağlığı ve güvenliği konularındaki sıkıntılarımızı belirledik. Mevcut durumumuz, yasal düzenlemelerdeki sıkıntıların çözümü ve hükümet olarak uygulayacağımız teşvikler şeklinde tam bir düzenleme ile konunun üzerine gideceğiz. İnşaatlarda en büyük problem olan yapı iskelelerinin kurulması aşamasında profesyonelliği getireceğiz. Ekonomi Bakanımız ile görüştüm, İnşaat sektöründe iş sağlığı ve güvenliğini hükümet olarak teşviklendirerek kredilendireceğiz.
Çok net söylüyorum. Yaşanan her iş kazasında önlem almak için göreve çağrılan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olmak istemiyorum. Yasal düzenlememiz hazır. Bakanlık olarak iş sağlığı ve güvenliği konusunda önlem almakta kararlı ve ısrarlıyız. Bunun desteğini de devlet olarak vereceğiz.. Hiç kimse ölmesin bu bedeller ödensin" diyerek sözlerini tamamladı.